Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler 79’ncu Genel Kurulu’unda (BMGK) Kıbrıs konusunda verdiği mesajları değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler 77’nci ve 78’nci Genel Kurulunda ‘KKTC’nin tanınma ve izlosyanların kaldırılma zamanı gelmiştir’ konuşmasının ardından bu yıl aynı şekilde güçlü bir mesaj verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dünya meselelerine değinirken, Kıbrıs meselesiyle ilgili olarak, Türkiye’nin Kıbrıs Adası’nın kuzeyinde ve batısında ilan edilen kıta sahanlığında, Kıbrıs Türkleri’nin ise Adanın tümünde hakları olduğuna değindiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl, Kıbrıs Rum Tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti Ortaklık Devletini gasp etmesiyle Kıbrıs Meselesinin ortaya çıkmasının üzerinden 61 yıl geçtiğini hatırlattığını vurguladı.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından Adada barış ve sukünet olduğunu Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’In ifade ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirilmesi için samimi irade ortaya koyan tarafın Kıbrıs Türkleri ve Türkiye olduğunu belirttiğine dikkat çekti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın federasyon çözüm modelinin geçerliliğini tamamen yitirdiğini vurguladığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Adada iki ayrı devlet ve halk olduğunu, Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülerinin yeniden tescil edilmesi ve tecritin son bulması çağrısını yaptığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının devamında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uluslararası toplumu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ettiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomatik ve siyasi bağlar kurularak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya davet etmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Kıbrıs’tan 40 mil uzaklıkta ve aynı zamanda garantör ülke olan Türkiye’nin Kıbrıs’ta sözü, hakkı ve hukuku olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz politikası ve tüm bu dengeler içinde
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değeri ve öneminin yükseldiğini kaydetti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında, yeni siyaset olan ‘egemen eşitlik’ ve ‘eşit uluslararası statünün kabulü’ olmadan görüşmelere geçilmeyeceğinin yer aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, “Bir anlaşma olacaksa iki devlet arasında olacak” dedi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodilis’in amacının, KKTC’yi, Rum Cumhuriyeti’ne dönüşen devletin içine çekmek olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar,Türkiye ile olan bağların koparılması noktasında karşı tarafın siyasetinin çökmekte olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, BGMK’da yaptığı konuşmadan dolayı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şahsı ve Kıbrıs Türk halkı adına teşekkür etti.
Güçlü ve önemli bir mesaj verildiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, yeni siyasetin doğru yolda yürütüldüğünün teyit edildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Dünyanın gerçekleri, görme zamanının geldiğini belirterek, iki devletin işbirliğinde, garantör ülke Türkiye’nin söz hakkıyla çözüm olması gerektiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu’nun 79. Oturumunda yaptığı tarihi konuşmasında bizleri bir kez daha onurlandırmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı, temsiliyetimizi engellemek isteyenlere en iyi yanıtı vererek, Kıbrıs Türk Halkı’nın sesi ve soluğu olarak, haklı davamızın dünya gündemine bir kez daha kalın harflerle girmesine vesile olmuştur.
Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yapmış olduğu tarihi konuşmasında, en net ifadelerle federasyon modelinin tamamen geçerliliğini yitirdiğini, özden gelen haklarımız olan egemen eşitliğimiz ve eşit uluslarası statümüzün yeniden tescil edilmesinin şart olduğunu ve Kıbrıs Türkleri’ne uygulanan tecritin son bulması gerektiğini vurgulamıştır.
Sayın Cumhurbaşkanı, Kıbrıs’ta iki Devlet ve İki Halk olduğu gerçeğiyle bugün de uluslararası toplumu bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etmiştir.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a Şahsım ve Kıbrıs Türk Halkı adına en derin saygılarımla şükranlarımı sunuyorum.”