Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’taki gayri resmi yemeğin faydalı olduğunu belirterek, Genel Sekreter’in ortak zemin olmadığını ifade etmesinin önemli olduğunu kaydetti.
New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde Rum Lider Nikos Hristodulidis ile gayriresmi akşam yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yurda döndü.
Tatar’ı Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri ve Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Güvenlik Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mehmet Ali Akbaş ve diğer yetkililer karşıladı.
“ULUSLARARASI DİPLOMASİDE KIBRIS KONUSUNUN İÇİNDE BULUNDUĞU KOŞULLARDA ÖNEMLİ BİR YEMEKTİ”
Ercan Havalimanı’nda basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Tatar, Meclis Başkanlığı seçimine işaret ederek, vekaleti, Meclis Başkanında olduğu için sorumluluk bilinci içerisinde gayriresmi yemeğin ardından ilk uçakla ülkeye geri döndüğünü belirtti. Vekaletini geri aldığını dile getiren Tatar, Meclis Başkanı’nın, Cumhuriyet Meclisi’ni yarın açabilecek durumda olduğunu söyledi.
Eylül ayında BM Genel Sekreteri Guterres ile yaptıkları ikili görüşmede, Guterres’in, her iki lideri gayriresmi, ajandası olmayan yemeğe davet etmek için öneri yaptığını ifade eden Tatar, kendisinin de bunu kabul ettiğini hatırlattı.
“Uluslararası diplomaside Kıbrıs konusunun içinde bulunduğu koşullarda önemli bir yemekti” diyen Tatar, Genel Sekreter’e daha önce 4+1 formatında bir görüşme önerisi yaptıklarını hatırlatarak, Genel Sekreter’in yemekte, genişletilmiş bir gayriresmi toplantıdan bahsettiğini kaydetti. Tatar, “Bu bizim bir talebimizdi ve bu talep önümüzdeki aylarda gerçekleştirilebilir” diye konuştu.
Toplantıda her iki tarafın pozisyonundan bahsetmesinin de önemli olduğunu ifade eden Tatar, son dört yıldır sürdürdüğü yeni siyasetin, egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün teyidiyle ancak bir görüşme sürecinin başlayabileceğini vurguladı. Son 50 yıldır federal anlayışla yapılan görüşmelerden hiçbir netice alınamadığına işaret eden Tatar, en son 2017 yılında Crans Montana’da yaşananlara değindi ve Rum Yönetimi’nin tutumu nedeniyle sürecin çöktüğünü söyledi.
Aynı anlayışla görüşmelerin yürütülmesinde hiçbir anlam olmadığını yemekte tekrarladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, resmi bir sürecin ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidiyle olacağını da ifade ettiğini söyledi.
“GENEL SEKRETER’İN ORTAK ZEMİN OLMADIĞINI İFADE ETMESİ ÖNEMLİ”
Genel Sekreter’in yemekten sonra yaptığı açıklamada ortak zeminin olmadığını ifade etmesinin önemli olduğunu vurgulayan Tatar, Kişisel Temsilci Holguin’in de sunduğu raporda da ortak zemin olmadığının ortaya konduğunu kaydetti. İki ayrı pozisyondan bahsedildiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bunun diplomatik anlamda önemli bir mesaj olduğunu söyledi. Tatar, “Çünkü Kıbrıs Türk tarafının haklı pozisyonu da bir bakıma anlaşılmaktadır. Neden bizim pozisyonumuzun farklı olduğu diplomatik çevrelerde anlaşılmaktadır” dedi.
BM Güvenlik Konseyi kararlarının 50 yıldır orada durduğunu ifade eden Tatar, “Onlara bağlı kalmak ve illa o şekilde bir çözüm bulunacak şeklindeki ısrarlı tutumlarının ne kadar hakikatten ve gerçekten uzak olduğunu bir kez daha orada ifade ettim” şeklinde konuştu.
Her iki halkın faydasına olacak konularda iş birliği ve istişare yapılabileceğini her zaman söylediklerine dikkat çeken Tatar, “Bizim uzak duracağımız resmi görüşmelerin başlamasıdır. Çünkü resmi görüşmeler meseleleri bambaşka yerlere götürebilir” dedi. Yeni kapıların açılması, ticaret gibi Güney Kıbrıs’la temasların artırılabilmesi için istişareyi onayladığını ifade eden Tatar, Rum liderle bu konuların istişaresi ve değerlendirmesi için Kıbrıs’ta buluşulabileceğini de yemekte ifade ettiğini söyledi.
Yemekte iş birliğinden yana olduklarını söylediğini dile getiren Tatar, Genel Sekreter’in de iki halkın arasındaki ekonomik-sosyal ilişkilerin gelişmesinde fayda olacağını belirttiğini kaydetti.
Kıbrıs Türkü’nün yıllardır ambargolar ve izolasyonlar altında sıkıntılar yaşarken, Güney Kıbrıs’ın tanınmış bir devlet ve Annan Planı’na “hayır” demesine rağmen Avrupa Birliği’ne alındığını kaydeden Tatar, Kıbrıs Türkü’nün, ekonomik gelişmesinin engellenmesi için her şeyin yapıldığını vurguladı. Direkt temas, direkt ticaret, direkt uçuşun karşılanması durumunda ambargo ve izolasyonların hafifletilmesiyle bir sürecin başlayabileceğini Holguin’e ifade ettiğinde karşı tarafın buna sıcak bakmadığını dile getiren Tatar, Genel Sekreter’e, Kıbrıs Türk halkı üzerinde son aylarda artırılan baskıları, tutuklamalar ve turizme yönelik hareketlerin asla kabul edilmeyeceğini aktardığını söyledi. Tatar, bunun kimseye faydası olmayacağını ve çok yanlış olduğunu da kaydetti.
“Esas itibarı ile görüşmenin faydalı olduğunu düşünüyorum” diyen Tatar, dünyada yaşanan gelişmelere rağmen Genel Sekreter’in zaman ayırıp, yemekli toplantı düzenlemesinin Kıbrıs’a verdiği önemi işaret ettiğini belirtti. “Bu bize de bir yol haritası çizebilir” diyen Tatar, istişareler ve yapıcı bir tutumla, Kıbrıs meselesinin özünü bir çareyle geleceğe taşıyabilmek için bir anlaşma zemini oluşması için gayretlerini sürdürdüklerini, her zaman diyalogdan ve iletişimden yana olduklarını ancak doğru zemin oluşmaması durumunda da bir sürecin başlamasının hiç doğru olmadığını vurguladı.
Muhalif çevrelerin, “Bu yemekten ne çıktı?” şeklindeki serzenişlerinin olgun olmadığını ifade eden Tatar, Kıbrıs meselesinin 61 yıllık bir mesele olduğunu ve 56 sene yapılan görüşmelerden hiçbir netice alınamadığını söyledi. Yemekten sonra Kıbrıs meselesinin özüne yönelik büyük bir umudun doğmasını beklemenin doğru olmadığını belirten Tatar, yemekte yapılan değerlendirmelerle bir adım atıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Bundan sonraki süreçte genişletilmiş bir toplantıda, benim için önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de olacağı bir buluşmada Kıbrıs’ta federasyonun görüşülmeyeceği ancak iki devletli çözümün de içinde bulunacağı bir değerlendirmenin nasıl geleceğe taşınabileceği noktasında bir değerlendirme yapılabileceğinin Genel Sekreter tarafından kabul edilmesi bizim için önemli bir sonuçtu” diye konuştu.
Genel Sekreter’in arayışlarını sürdüreceğini, meselenin İngiltere boyutu da olduğunu kaydeden Tatar, “Esas itibarı ile bizim arzu ettiğimiz Kıbrıs Rumu, Kıbrıs Türkü, anavatan Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan ve BM nezdinde bir çerçevede meseleyi tartışmaktır” dedi.
Ortak zemin olmadığı için Holguin’in görev süresinin uzatılmasının da doğru olmayacağını vurguladığını söyleyen Tatar, “Sayın Genel Sekreter’in bu konuda bize saygı duyması önemliydi” diye konuştu.
Tatar, Kıbrıs’ta iki halkın faydasına olabilecek yeni kapıların açılması da dahil arayışlarını sürdüreceklerini belirtti.